İnsülin, karaciğer, yağ ve kas gibi şeker kullanan dokuların bu şekeri almasını ve kullanmasını sağlayan, pankreas tarafından salgılanan bir hormondur. İnsülin direncinde bir artış varsa, bu şekerin kullanılması ve yakılması zorlaşır. Şekerin kullanılması ve yakılması zorlaştığı için vücutta daha fazla insülin salınmasına yol açar. Bu durum, pankreasın normal çalışma kapasitesinin iki katı kadar çalışmasına neden olur. Pankreas tarafından bu insülinin salgılanması sürekli açlık, doymama ve bir şeyler atıştırma hissi yaratır. Bunun sonucunda kanda dolaşan fazla insülin miktarı, kişilerde obezite görülme riskini artırır. Aynı zamanda beraberinde başka hastalıklar da getirebilir.

İnsülin direnci daha çok hareketsiz yaşam sürenlerde, düzensiz beslenenlerde ve genetik yatkınlığı bulunanlarda gözlemlenmektedir. Bu faktörlerden en yaygın olanı genetik yatkınlıktır. Günümüzde insanların değişen beslenme alışkanlıkları ve fast food ağırlıklı beslenmeleri de insülin direnci yüksekliğinin sebepleri arasında sayılmaktadır.

İnsülin direnci yüksek olan kişilerin öncelikle vücut tabloları çıkarılmalı ve sorun doğru bir şekilde saptanmalıdır. İnsülin direnci yüksek olan kişilerin yaşamları daha aktif hale getirilmeli ve düzenli egzersizlerle vücutta harcanan kalori artırılmalı, vücuttaki yağ oranı azaltılmalı ve sağlıklı bir beslenme alışkanlığı benimsenmelidir. Yalnızca egzersiz ve düzenli bir beslenme alışkanlığı ile insülin direnci yüksekliği %60 oranında azaltılmaktadır. Bu oran ilaç takviyesi ile daha da artırılabilir, ancak insülin direnci yüksekliği sadece ilaçla çözülememektedir.

İnsülin direnci yüksekliği ile başa çıkmak için şu adımlar da önemlidir:

Bu adımlar, insülin direnci yüksekliğinin yönetilmesine ve genel sağlığın iyileştirilmesine yardımcı olabilir. Uzman bir sağlık profesyonelinden destek almak da tedavi sürecinde önemli bir rol oynar.