Diyabette insülin tedavisi, bazı hastalar için kaçınılmaz bir son olabilir. Diyabet, yani şeker hastalığının birbirinden farklı özellikler gösteren ve hastadan hastaya değişen türleri bulunmaktadır. Özellikle tip 2 olarak bilinen diyabet hastalığında, hastaya dikkatli bir şekilde uygulaması gereken bir diyet listesi verilir. Bu diyet listesinde başta meyve olmak üzere pek çok besin maddesinin tüketimine sınırlama getirilir. Bazı hastalar bu diyet listesine ne kadar sadık kalırsa kalsın, insülin direnci düşmez. Bu hasta gruplarına diyetin yanı sıra ilaç da reçete edilebilir. Ancak, her iki uygulamadan da beklenilen etkin sonuçlar alınamadığı takdirde, artık hastanın insülin kullanması zorunlu olur. Özellikle aşırı kilo kaybı görülen hastalar, diyabet hastası hamileler ve pankreas salgı bezi ameliyatı geçiren hastalarda, insülin kullanılması tek tedavi yöntemi olabilir.
Diyabette İnsülin Tedavisi ve Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
- Diyabette insülin deriden enjekte edilmektedir. İnsülinin bu şekilde uygulanması, halk arasında bu tedavi yönteminin bağımlılığa neden olduğu yönünde yanlış bir kanıya varılmasına neden olmaktadır. Oysaki insülin bağımlılık yapmadığı gibi, pek çok ilaç türüne göre daha az yan etkiye sahiptir.
- Diyabet hastası insülin iğnesini kendisi kolaylıkla yapabilir. Bunun için tedavinin uygulanacağı bölgenin temizlenmesi ve doğru seçilmesi gerekir. Daha önce enjeksiyon yapıldığı için şişen bölgeler riskli kabul edilir.
- İnsülin uygulandıktan sonra birkaç dakika bekleyip insülinin dışarı çıkıp çıkmadığı kontrol edilmeli ve kullanılan iğne ucu imha edilmelidir.
- Diyabette insülin tedavisinin en önemli hedefi, kan şekerini normal seviyeye getirmektir. Ayrıca, diyabetin hastaya ve anne karnındaki bebeğe olabilecek muhtemel zararlarını en aza indirmektir.
- Ancak tip 1 ve tip 2 başta olmak üzere, diyabette insülin tedavisinin tek başına yeterli olmayacağı, diyetin hayat tarzı edinilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
İnsülin Tedavisinin Yan Etkileri ve Yönetimi
İnsülin tedavisi genellikle güvenli kabul edilmekle birlikte, bazı yan etkiler de ortaya çıkabilir. En yaygın yan etkiler arasında hipoglisemi (düşük kan şekeri), enjeksiyon bölgelerinde kızarıklık ve şişlik, kilo alımı ve nadiren alerjik reaksiyonlar bulunmaktadır.
- Hipoglisemi: İnsülin dozajının fazla olması durumunda, kan şekerinde ciddi düşüşler meydana gelebilir. Bu durum, terleme, titreme, baş dönmesi ve bilinç kaybına kadar gidebilir. Bu nedenle, hipoglisemi belirtileri hissedildiğinde hızlıca karbonhidrat tüketilmelidir.
- Enjeksiyon bölgelerinde kızarıklık ve şişlik: Enjeksiyon bölgelerinin düzenli olarak değiştirilmesi, bu tür yan etkilerin azaltılmasına yardımcı olabilir.
- Kilo alımı: İnsülin tedavisi bazen kilo alımına neden olabilir. Dengeli bir diyet ve düzenli egzersiz, bu yan etkinin yönetilmesine yardımcı olabilir.
- Alerjik reaksiyonlar: Çok nadir olmakla birlikte, bazı hastalarda insüline karşı alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Bu tür durumlarda hemen doktora başvurulmalıdır.
Sonuç
Diyabette insülin tedavisi, kan şekerini kontrol altına almak ve diyabetin komplikasyonlarını önlemek için hayati bir öneme sahiptir. Ancak, bu tedavinin etkinliği ve güvenliği için hastaların dikkatli olması ve doktorlarının önerilerine sıkı sıkıya uymaları gerekmektedir. İnsülin tedavisinin yanı sıra, sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz, diyabet yönetiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu sayede, diyabet hastaları daha kaliteli bir yaşam sürdürebilirler.
|
