İnsülin hormonu, pankreastan salgılanarak kandaki şeker oranını düşüren etkili bir hormondur. İnsülin, protein, yağ ve karbonhidrat metabolizması üzerinde önemli bir rol oynar. İnsülin hormonunun eksikliği veya tamamen salgılanmaması, kişide diyabetin oluşumuna neden olabilir. Kanda insülin hormonunun yetersiz olması, kan şekerinin karaciğer, yağ ve kas gibi hücrelere girişini zorlaştırır. Bu durum, insülin direnci olarak adlandırılır ve kandaki şeker oranının yükselmesine yol açar. Bu durumda pankreas hücreleri, kandaki şeker seviyesini normal hale getirmek için daha fazla miktarda insülin salgılar. İnsülin değerleri kontrol altına alınmazsa, kişinin yaşam kalitesi ciddi şekilde olumsuz etkilenir.

İnsülin seviyeleri, kişinin metabolizması, bağışıklık sistemi ve beslenme tarzı ile doğrudan ilişkilidir. İnsülin direnci olan kişilerde aşağıdaki belirtiler görülebilir:

Açlık kan şekeri, sağlıklı bireylerde 90 mg/dl civarında olmalıdır. Hamilelik döneminde bu oran yükselirse, kişide gizli şekerin olabileceği düşünülmelidir. Sağlıklı bireylerde açlık insülin normal değeri ise 10 µU/ml'nin altında olmalıdır. Bu değerin üzerinde herhangi bir oran, kişide diyabetin var olabileceğine işaret eder.

Açlık kan şekerinin ölçümünde, şeker yükleme testi yapılarak 75 gram glikoz içeren bir çözeltinin tüketilmesinden sonra her saat başında alınan kan numunelerinde hem insülin hem de glikoz değerleri incelenir. Sağlıklı bir bireyde açlık kan şekeri 90 mg/dl'den fazla ise gizli şeker hastalığı olma ihtimali oldukça yüksektir. Ailede diyabet öyküsü veya fazla kilo varsa, bu değerlerin yüksek olma ihtimali daha fazladır.

İnsülin direncini önlemenin ve tedavi etmenin birkaç yolu vardır. İşte bazı öneriler:

Yukarıdaki önerilere uyulması, insülin direncinin önlenmesine ve mevcut insülin direncinin tedavi edilmesine yardımcı olabilir. Sağlıklı yaşam tarzı değişiklikleri, insülin seviyelerinin normal aralıklarda tutulmasına katkıda bulunur ve genel sağlık durumunu iyileştirir.